DÜNYA NEDEN İSRAİL'İN İŞGALİNE SESSİZ KALIYOR?

Bu soru ne zaman sorulsa hemen aklımıza "Çünkü Filistinliler Müslüman!" gibi klişeleşmiş ve basit izahlar geliyor. Oysa "Dünya neden Hocalı katliamına, Bosna'daki katliamlara ilgisiz kaldıysa, Kudüs katliamına da o yüzden ilgisiz kalıyor" sözü başka bir hakikate işaret ediyor. Çünkü aynı dünya, Hitler'in Yahudi katliamına hala tepki veriyor, Ermenilerin "Osmanlı bizi katletti" iddiaları, hala tepki topluyor ve dahi Çin'in Doğu Türkistanlılara yaptıkları bütün dünyada eleştiriliyor ve kınanıyor.

Öyleyse bu olgular arasındaki temel muhteva farkı nedir? Zulmedenin Yahudi yahut Hristiyan olması, zulme uğrayanın ise Müslüman olması mı? Eğer Müslüman oldukları için ilgisiz kalınıyorsa, Doğu Türkistanlılara da ilgisiz kalınması gerekmez miydi?

Bakın burada çok ciddi iki gerçek açığa çıkıyor. Birincisi, siyasi dengelerin ve gücün algılara nasıl hükmedebildiği, ikincisi ise yanlış yönlendirmenin yahut bilinçsiz savunuculuğun nasıl yanlış algılara sebebiyet verdiği...

İsrail'in dünyanın en güçlü siyasi, diplomatik, ekonomik ve sosyal medya gücüne sahip olması, Yahudilere algı yönetme hususunda büyük bir güç sağlıyor. Yahudilerin medyadaki bu patronluğu, Filistin işgallerini klasik bir  din savaşına indirgemelerine imkan tanıyor. İsrail bütün dünyaya, bu savaşın -dolaylı olarak- bir din savaşı olduğunu söylüyor.

Çünkü İsrail bu savaşı klasik bir din savaşına indirgerse, dünyanın -en azından duyarlı olan inançsızların- tepkisiz kalacağını çok iyi biliyor. Nihayetinde dünyanın kolektif bilincinin bu temayülde olduğu aşikar. Artık din savaşları, haklı ve haksızın olmadığı ilkel savaşlar olarak niteleniyor. Dolayısıyla karşılıklı öldürmeler, iktidar mücadelesi; işgal gibi gayri insanı eylemler ise hakimiyet mücadelesi olarak mütalaa ediliyor.

Zira hakim evrensel görüş "klasik bir din savaşında, gücü elde kimse diğerini ezer. Güçsüz olan gücü elde edince aynısını yapar." diye düşünüyor. Yani bu cümle "bugün Müslümanlar güçsüz olduğu için eziliyor, yarın güçlendiklerinde onlar da Yahudileri ezecek" anlamına geliyor. Aleni olarak "Ortada zulüm falan yok" deniyor yani...

Dikkat edin medyadaki görsellerin ekseriyeti bir din savaşı izlenimi oluşturuyor. Görsellerde, ya türbanlı kadınlar, ya Müslüman olduğu belli olan insanlar, ya da İslami bir takım semboller var. Neredeyse bütün görsellerde ya cami var ya da İslami kıyafetler.

 

 Kadının Eşarbı burada bir sembol                       

 Adamın sakalı yine burada bir sembol                    

 Bir gerici Müslüman profili                                

Aynı görselde İsrailli askerlerin ve mescidi aksanın yer alması ve dahi sayısız örnek...

Biz ise Yahudilerin bu çalışmalarına dolaylı olarak destek veriyoruz. Çünkü biz de meseleyi işgalden ve zulüm olmaktan çıkartıp klasik bir din savaşına indirgiyoruz. Dolayısıyla dünya, Filistinlilere sadece Müslüman oldukları için destek verdiğimizi, İsrail'in ise Yahudi olduğu için karşısında durduğumuzu zannediyor. 

Pek tabi meseleye ideolojik yaklaşanlar açısından ahval pek farklıca değil. Lakin bizler, ortada bir zulüm olduğu için meseleye dahiliz. Zulme uğrayan Filistin olduğu için Müslümanların yanındayız, zulmü gerçekleştiren İsrail olduğu için Yahudilerin karşısındayız. Yarın tam tersi olursa, bu seferde Yahudilerin yanında saf tutarız. Çünkü biz kişiyi değil, kişiliği muhatap alıyoruz. Falanca dine yahut mezhebe değil, zulme karşıyız.

Dolayısıyla Dünyaya Filistin'de yaşananların klasik bir din savaşı değil, bir işgal olduğunu; hali sebepten insanı bir suç işlendiğini anlatmamız gerekiyor. Yarın aynı zulmü Müslümanlar Yahudilere yaparsa -ki yapmayacaklarını da anlatmamız da gerek- Yahudilerin yanında yer alacağımızı göstermemiz gerekiyor. 

Buradaki dik duruşumuzun bizden olmayana değil, zalime karşı olduğunu göstermeliyiz. Bu yüzden Filistin Davasını dine indirgemekten kaçınıp davayı insani sahadan anlamlandırmamız gerekiyor.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kanun ile Yasa arasındaki fark nedir?

Mitoloji, Ne İş Yapar?

İSLAMA GÖRE VAROLUŞUN SIRRI NEDİR?