Düşünce ve İnanç birer Fenomen midir?

Felsefecilere göre bir insan gerçek manada bir filozof olmayı başarırsa, logostan (ilk akıldan) faal akıl yoluyla bilgi alır. İlk akıla muhatap olana kadar, bütün fikirleri taklittir, muhatap olduktan sonra bütün fikirleri özgünleşmeye başlar.

Mistiklere göre bir insan her türlü ihtirasından kurtulur ve ruhunu eğitirse, hakiki bilgilere ulaşır. Bu bilgiler, kutsaldan ona aktarılır. Bu ana kadar ki bütün fikirleri taklit iken bu andan sonra bütün fikirleri özgünleşir.

Dine göre bir insan seçilmiş ise o insan bir aşamaya kadar eğitilir ve o seviyeye ulaştıktan sonra da o insana vahyedilir. Vahiy, Tanrı’dan insana gönderilen bilgidir. Ve bu bilgiler seçilmiş olanda özgün fikirler husule getirir, bu özgünlükten ise yeni bilgiler doğar.

Modern spiritüellere göre insan bilinçlenir ve epifiz bezini aktif hale getirirse, üst bilinci ile iletişim kurabilir. Üst bilinç kendisiyle iletişim kurana hakiki bilgileri sunar. Böylece bilinçli insan bu bilgilerin ışığında özgün fikirlerini yaratır.

Bütün öğretilerde ortak nokta, insanın gelişmesi (bilinçlenmesi - tekamül etmesi) gerektiğidir. Ve bu gelişimin belli bir aşamasından sonra da o insanın, aşan bir bilinç ile bağ kurduğudur. Böylece hakiki bilgiler, o harici ve üst bilinçten gelmektedir.

Filozoflara göre bu insanı aşan bilinç ilk akıl (logos), mistiklere göre kutsal, dine göre tanrı, spiritüellere göre kolektif bilinç yahut evrenin ruhudur.

Görüldüğü üzere bütün öğretilerde farklı olan yalnızca usüldür; temel kabül, vuslat ve netice hep aynıdır.

Sokrates hakiki bilgiyi daimonlarından, Peygamberler Tanrı’dan, filzoflar faal akıl yoluyla ilk akıldan (logostan - aşkın akıldan), tasavvufçular velayet teorisiyle salt aşktan, spiritüeller evrenden alır. Fakat hiç biri hakiki bilgiyi kendisi ürettiğini iddia etmez.

Bu resim bizlere dinlerin ve felsefelerin insan elinden çıkmadığına dair bir işaret sunar. 

Zira aşkın olan zamanı da aşar, dolayısıyla ondan gelen zamanın üstündedir ve zamana da tabi değildir. 

Öyleyse hakiki bilgi de bir fenomen değildir.