Kimliksiz insan, insan olur mu?

 Sosyalist düşüncenin “kimliksiz insan” düşüncesini makül bulmuyorum. Zira birleşmenin ölçütü farkları yok etmek değil, farkları kabul etmektedir. Kavga farkları kabul etmemenin neticesidir, farkların değil.


“Ben türk değilim, o kürt değil, diğeri de arap değil. Hepimiz insanız!” demek insanı en büyük boşluğa iter. Zira insan kendini kimlikler üzerinden tanır. Kimlikler insanın düşünce yapısını, eylemlerini, dünya görüşünü vs oluşturan dinamik varlıklardır. 


Böyle deyince; kimlikler insanın geri kalmasının dahi ayrışmasının nedeniymiş gibi anlaşılıyor. Oysa kimlikler, insanın doğal yaşamda hayatta kalmak için ürettiği en doğal savunma mekanizmalarıdır. Bunları devreden çıkartır ve yok ederseniz, doğada insan varlığının kalması söz konusu değildir. Zira bir şekilde insan varlığını rast gelseniz dahi bu insan, kadim insan değil. Robot vari bir yaratıktır. Çünkü düşüncenin en temel ereği olarak kimlik ortadan kalkmış dolayısıyla teorik zeka da kaybolmuştur. 


Sosyalist düşüncenin insan tasavvuru da tam olarak böyledir zaten. George Orwell, 1984 romanında bu ahvali yetkin bir şekilde işlemiştir.


Meseleyi hayvanlar üzerinden tasavvur edelim. 


Bir koyunun “ben sadece hayvanım, koyun değilim!” dediğini düşünün. Bu kimliksiz düşünce, onun davranışlarıyla sosyal yaşamında nasıl bir yaşantıya dönüşür?


Bu düşüncesi sebebiyle bir kurt mahallesine güvenle girdiğini düşünün. Kurtun yanında gönül rahatlığı ile yaşayabilir mi? Varsayalım ki kurdu da kimliksizleştirdik. Kurt etsiz yaşayabilir mi?

Tıpki koyunun da et ile yaşayamayacağı gibi.


Tam burada “iyi de bunlar biyolojik yapıyla alakalı” diye bir itiraz doğabilir. Makül de görünmektedir bu itiraz. Lakin taktir edersiniz ki biyolojik yapının erki doğal yaşamdır. Aynı doğal yaşam, kimliğin de erkidir. 


Vekhasıl; kötü olan ve ayrıştıran kimlikler değildir efenim, bilakis kimlikler hayatta kalmak için insanın en yetkin dayanaklarıdır. 


Kötü olan kimliklerin ötekileştirme erkleri olarak kullanılmasıdır.


Ben müslüman bir türküm. Türkiye vatandaşıyım, Sakaryalıyım. Bilebildiğim kadarıyla atalarım karaman bölgesinden gelmiş (ırksal ve sosyal kimliklerim). Seyehati ve Okumayı seviyorum (zihinsel kimliklerim). 


“Geçmişim ve kimliklerim vesilesiyle kimseden üstün veya alçak değilim. Bunlar benim sadece sıfatlarım. Kendimi tanıyabildiğim, davranışlarımı anlamlandırabildiğim mahiyetim. Zatım insandır. Ve bütün insanlar aynı özdendir.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kanun ile Yasa arasındaki fark nedir?

Mitoloji, Ne İş Yapar?

İSLAMA GÖRE VAROLUŞUN SIRRI NEDİR?