Metahukukun Kardeş Katline ve İdama Nazarı
İnsanın yaşama hakkını muhafaza etmesi için insan tarafından var edilen devlet, kendisini yaşatmak için insanın yaşama hakkını nasıl elinden alabilir?
Kardeş katli meselesi bu durumun tipik bir örneğidir mesela.
Birileri bu misal söz konusu olduğunda hemen “bu, umumu yaşatmak (menfaati) için bireyden vaz geçilmesidir” diye savunma yapıyorlar.
Bundan başka bir çok gerekçe de sunabilirler, her biri de kendi nazarlarından maküldür.
Lakin bu gerekçelerin hiç biri de bir insanın yaşama hakkını, bir insanın yaşama hakkını korumak için var olmuş bir yapı tarafından yok edilebilmesini meşru hale getiremez. O devlet ki insanı yaşatmak için vardır, insanın yaşama hakkını elinden alması için değil.
Kardeş katli meselesinin haricinde; avrupadaki ölüm cezaları (dini suçların cezası olarak giyotin mesela), islam hukukunun devlete zorunluğu kıldığı ceza olarak mülhidlere (dinden dönmüşlere) verilen idam cezası, yine recm cezası, 1990’lı yıllara kadar devletimizin uyguladığı idam cezalarını düşünün.
Hangi gerekçe insanın yaşama hakkını yaşatmak için var edilmiş olan devletin, insanın yaşama hakkını elinden almasını meşru hale getirebilir?
Çoğunluğun yaşama hakkı, bireyin yaşama hakkından hangi gerekçe ile üstün tutulabilir?
Bu hak doğal olarak çoğunluğa; kendisine tehlike oluşturan azınlığı öldürme hakkı da tanımaz mı?
Doğal olarak zengine fakiri, güçlüye zayıfı öldürme hakkı doğmaz mı?
Yorumlar
Yorum Gönder